Düşüncelerden dolayı bir türlü uyuyamadığım bir akşam üstü daha...Evet akşam üstü uyumaya çalışırım hep çünkü benim için önemli olan akşam olması nasıl akşam olduğu değil...
Aklıma düştü yine geçmiş...Lisedeki bir anı...Beden eğitimi derslerinde soyunma odalarında olan o olağan olaylardan...soyunurken 20 liran var giyinirken 0....Hırsızlık neden olduğuna bakılmaksızın yanlış ve affedilemeyeck bir suçtur ya,işte sınıfta bir gerilim söz konusu sürekli...
Herkes birbirinden şüphelenir vs. vs.
Sonra Mehmet isimli bir arkadaş kim olduğunu bildiğini söylediğinde sınıfta herkes o ismi bekliyordu ama Mehmet daha zamanı değil dediğinde düşünmeye başladı herkes,bende dahil,gözlerimizden belli oluyordu,ya ben olduğumu sandıysa;paramı kontrol etmeye geldiğimde ya da su içmeye,yüzümü yıkamaya...
Bu şüpheli ismin hala saklı oolması herkesi geriyordu ve konuştuk mehmetle söyle artık diye ama 1 gün daha dedi... Ve ertesi gün 1 kişinin parasını geri verip söyledi kim olduğunu Uğur'du...
Net olarak hatırlamıyorum ama sebebi annesinin hasta,babasınında işsiz olmasıydı...Çoğu çalmak zorunda kalmış insanın içinde bulunduğuna benzer bir durum...Herkes gibi bende paramı istemedim...
Ama onlar şunu düşündü neden gelipte istemedide çaldı...Ben daha önceleri çok kez bu konuda düşündüğüm için biliyordum insanların arasındaki duvar,para olduğu için...İş başka aşk başka olduğu için...Para üzerine kurulu sistemde insanlığmızı yitirdiğimiz için...
Bunları düşünürken aklıma geldi birden ilkokul 1'deyken sınıftaki bir arkadaş kitabını unutmuştu hani "1. sınıf konu anlatımlı çözümlü Tüm dersler" kitaplarından...
Bende aldım yarın getiririm diye...
Sonra akşam annemle babam TV izlerken bende o kitabı açtım çözmeye başladım sonra babam gördüğünde "o kitap nerden?" diye çıkıştı...Bende Terör yıllarında yaşadığım Tunceli/Ovacık macerasının bıraktığı izlerden olsa gerek pek konuşmuyordum,bazende konuşamıyordum o dönemler...Afalladım sert bir ses tonuyla karşılaşınca çünkü anlamamıştım...Ben susunca tabi peder beyler şüphelendi ve bana hırsız teşhisini koydular,çalmadan hırsız olduk iyimi...Sonra o gece uyuyamayıp sabah dersten 1 saat önce kolumdan sürüklenip öğretmene üzgünüz hoca hanım böyle böyle olmuş diyerek suçlu çocuktur biz iyi bir aileyiz,aslında dürüst bir aileyiz imajı vermeye çalışılarak,çaldığımdan gayet emin bir şekilde teslim edildim -kitapla birlikte tabiki -
Bu olayıda hatırladıktan sonra akşam düşündüm gene akşam olması önemliydi işte nasıl olduğu değil... Ve Uğur çaldığı zaman çalınmış olması önemliydi paramızın neden çalındığı değil...
Hatta ikinci anım daha uçtur,Karanlık olması önemlidir Akşam bile olmamıştır neden olduğunu bırak...Sadece perdeler kapalıdır,önemi olmayan perdeler duvarlar gibi...ailemle benim aramdaki,insanların arasındaki,her bir bireyin arasındaki o eski kokan perdeler...Korkudan kokuşmuş perdeler...Ve ben gene yapamadım akşamın nasıl olduğunu izlemek zorunda hissettim kendimi güneşin batışını izlemek güzeldi...Aynen bir olayın içindeki gerçekleri görmek gibi...Neden korkarlarki güneşin batışından varolduğun dünyayı görmekten korkar gibi...
Ve düşündüm acaba akşam nasıl olur,neden olur...Gayet basit bir cevaba vardım...Yeryüzünde güneş batınca!!!