birkez geçtim o kıyıdan...
bilmiyorum,atlamktı belki doğru olan
bir kuyu vardı ve silüetler...
ve çığlıklar ki onlar ölümü haykıran...
yerçekimi alabildiğine çekmekteydi bedenimi;ama
nasılsa ben süzülüyordum gecenin karanlığında...
yerin dibinde ebedi bir hayat vardı
biliyorum sahip olmak istiyordun bana o mezarda...
kırmızıyı gördüm gözbebeklerinde
katliam dolu ellerindi onlar belki de...
ya da ölümümü sakladın kırmızıya
sanırım sonumdu anlamadığım çağırdığında
göremediğim baktığımda aynana...
ve görmek istemedim kırmızıyı sonunda.
hemen ardına saklandım siyahımın.
sen gücendirmiştin onu,
çok kullanmamıştın çünkü savaşlarında.
kırmızıydı senin dostun ve siyaha akan kan
beyaza zaten düşmandın;
oysa o hep en saf kötülüktü saklanan.
damarlarımda akan kırmızıya karşı,
siyahımı ve beyazımı kullandım.
çığlıklardan ve zıtlıklardan güç alarak,
bu boktan savaşı kazandım.
cehennemime geri döndüysem de
istemedim senin cennetini asla!
ve artık ne saf siyah vardı benim için ne de katil beyaz
herşey griye döndü
ve birdaha sokmadım kırmızıyı hayatıma...