Eski bir arabadayım. şoför koltuğunda sen varsın..
Çorak bir yolda ilerliyoruz birbirimizle hiç konuşmadan..gideceğin yeri bilmiyorum,gideceğim yeri sormuyorsun..
Merak da etmiyoruz..içten içe bizi kemiren tüm yaşam fonksiyonlarına kafa tutarak yokluğa gidiyoruz var olabilmek için korkmadan..
Ellerimi tuttuğunda,sayısız dikenim vardı,batardı..
İpek gibi derdin ellerimi,ama senin ellerin kanardı… sabaha yakın görünmemek için kimselere giderdin yatağımdan sıcaklığını bırakarak…kokunla yıkanmış yastığa sarılır,ağlardım…
Şimdi ben suskun,sen günahkar..susuyoruz bir arabada..eski bir araba bu..paranla alabileceğin bir 3.el…ayağımızı yerden kesti ya bu bize yeter..arka koltukta yayılmışım bacaklarım koltuk boyunca uzun..camdan dışarıyı seyrediyorum..terkedilmiş bir çöl gibi burası…senin sol yanındaki az açık camdan giren rüzgarın sesi korkutuyor beni..bir cehennem çığlığı gibi sanki..
Aradan saatler geçiyor..hala sormuyorum sana neden pat diyeeve girip beni kolumdan sürüklediğini..ayrıca üzgün olduğumu a söyleyemiyorum gördüğün tüm o bedensel çizikler için…
Ama kızmaman gerek.hatırlamıyor musun?bir gece kaçmıştım evden.eğlenceye gidecektik.fakat biz kaçmıştık seninle.küçük bir ovaya gitmiştik sizin anbarın yanında..ağaçlara kazıyalım demiştim isimlerimizi..çok klasik deyip iğrenmiş gibi yapmıştın suratını..sigara çıkarmştın cebinden..
Hemencecik yakıp gözlerime bakmıştın..
Güzelim görüyo musun?sen bu yıldızlar kadar güzelsın..ineklerin görmesi için ağaca yazmicam adını…
Ve cebinse sakladığın küçük kanyak şişesini çıkarmıştın..içinden dolu dolu içerek bana uzatmıştın..
İçtim,içtim..dudaklarm ıslanmıştı.ay ışığı dudaklarında güzelim,ay ışığını öpmek istiyorum demiştin…
Eğilip yanı başıma öpmüştün beni sayısız kere..nefesim kesilmişti hatırlar mısın?öksürmüştüm..
Sonra şişeyi kırıp güzelim demiştin…
Sen bu evrendeki her yıldızdan binlerce kat daha güzelsin.senin benim karanlığıma tuttuğun ışık bu yıldızların göğümüze armağan ettiği ışıkdan binlerce kat daha umutlu..
Gülümsemiştim..
Sözün bitince büyük adamlar gibi şiseyi kırıp küçük bir parçasını almıştın.
Dirseğinden bileğine kadar canın yanmayarak yazmıştın ismimi…
İsmin keşke daha uzun olsaydı güzelim demiştin,canımı yakman hoşuma gidiyor…
Bana uzatmıştın ya sonra camı.hadi sende yapmak ister misin?
Korkmuştum.hayır demiştim.ve kolundan kan kanlarla yığılmıştın yere..bunun seni sevmediğimi düşündürdüğünü hisetmiştim.
Hayır güzelim dedin.hayır..canının yanmasından korkuyorsun anlıyorum.ama korkak insanlar sevgiyi tadamaz…
Yine de almamıştım o camı..ve sen kolunu öpen dudaklarımla birleştirmiştin dudaklarımı..
‘Güzelim,ağlama sakın…’
İşte sabah beni sürüklerken yerde kolumdan yırtılan elbisemin altından gördün kollarım ve bacaklarımda ki izleri…
Seni kendimden bile çok seviyorum aptal..
Oysa sen bir gecelik dahi olsa aldattın beni.sana emanet ettiğim tüm sevgimi yok ettin,yıktın başka bir kolda..benim kulağıma fısıldadığın tüm güzel sözleri fısıldadın bir başkasına..
Her gece ama her gece biraz kanyak içip bakıyorum gökyüzüne..elime bir ayna alıyorum.parlayan dudaklarım ay ışığını hapsediyor.aynayı öpüyorum…
Seni düşünüyorum…
Son mektubunu almıştım.ondan öncekileride..ama hiç cevap yazmadım doğru.şuan araba öyle sessizki sana anlatamam bunları..üstelik itiraf edeyim öyle korkuyorum ki senden…bir delilik etmenden..tanrım yıllar nasılda vahşileştirmiş seni..
Işıkla bakan gözlerin bir karanlığa bürünmüş..atık güzelim demiyorsun bana..
Ellerin hele,dikenlerimi sen mi ödünç aldın yoksa?ve dudakların sevgilim,umutlarımı kanattın sabah..
Öpemedim şeker kamışı tadındaki dudaklarını…
Mektuplardan bahsediyordum.evet her birni aldım.karının hamile olduğuna bile sevindim.mutlu olmayı hak ediyordun sen her ne kadar beni yüzüstü bıraksan da…
Tüm aileni gözünün önünde kaybetmek kolay bir şey değil.ama ne var biliyor musun?seni unutmadım asla…asla…
Aklımdan bir an olsun bile geçmedi sana karşı kin beslemek..korkmadan sevdim seni..kendimden kaçmadan.hani demiştin ya korkak adam aşık olamaz diye…
Sessizliği bozuyor şimdi senin..
Güzelim beni seviyorsun değil mi?
Diyorsun tependeki aynadan gözlerime bakarak..
Susyorum..bakıyorum gözlerine..
Evet diyorsun.seviyorsun..
Kızamıyorum sana.lanet olası bu adamdan vazgeçemiyorum.seni sabah gördüğüm ilk an orada ölmeni istediğim için yemin edebilirim.ama ardından kendi canıma da kıyacağımı bilmek sınırlandırıyor tüm nefreti…
Araba hızlandı fark ettim.korkusuz bir asker gibisin..beyaz atletin kirlenmiş.tornacılarda çalışan çocuklara benziyorsun..
Aynadan yüzünü izliyorum.deniz kokan bir mavilik..
Gözlerin gözlerimle öpüşmeye başlıyor..sarhoş oluyoruz..
Ani bir frenle sarsılan başım..
Ön koltuktan inip rkaya geliyorsun..
Güzelim…
Sabahtan beri ilk kez,ilk kez söylediğin gibi güzelim dedin bana..
Sevgilim..benden gelen yanıt…
Güzelim o kadar güzelsin ki,
Sonsuza kadar saklamak istiyorum seni içimde..seninle yaşlanmak ve o güzel dudaklarını okşamak istiyorum parmaklarımla…
Gözlerim doluyor.küçük ova da ki gece aklımda hemen..
Sevgilim diyorum sadece…
Konuşulmamış,yaşanmamış 10 yılın hiç önemi yok sanki..
Gözlerimizde hala biz saklıyız..hala biz varız fikirlerimizin kıvrımlarında…
Hala ben varım sol kolunda…
Yanımdan gidip tekrar şofr koltugundasın..
Gaza basıyorsun.
Gözlerin kararlı..
İleride yol boş,
Uçurum var,görüyorum..fakat korkmuyorum sevgilim,korkaklar aşık olamaz demiştin…
Boşluğa değiyor araba..yoldan kurtuluyor son tekerlek..elini arka koltuğa uzatıyorsun..ve dudaklarım ellerin üzerinde…
Sonsuza kadar güzelim ve sen sonsuza kadar özlsin sevgilim….
Gelen polisler uçurumdan aşağı yuvarlanan arabanın içinde hiç ceset bulamadılar.araba BOŞtu….
ALINTIDIR..